Doğru Fiyatlandırma: Müşteriye Kaç Para Fatura Keseceğim?

Ajanslardan ayrılarak ticari hayatlarını freelancer olarak devam ettirmek isteyen profesyoneller için de dar kadrolarla büyük işler başaran grafik tasarım atölyeleri veya “butik” ajanslar için de yüksek karlılık dönemleri rekabetin artmasıyla gitgide geride kalıyor. Aslında bu durumun sorumlusu yine sektör profesyonelleri ve işletmeler. Rekabetin kızışması müşteri tarafından akıllıca değerlendiriliyor. Eh, yeni işi kapmak isteyen reklamcılar da “ilk işi bu şekilde yapalım, devamında bakarız” senaryosuna kapılıveriyor. Günün sonunda kesilen fatura bedelleri istenildiği gibi olmasa da “neyse müşteriyi biz kaptık” mutluluğu ile avunuluyor.

Müşteriye kesilen fatura tutarları azalıp, işleri almak için verilen ek hizmetler artıyor. Buna rağmen iletişim sektörü istihdam konusunda en pahalı insan kaynağına sahip sektörlerden biri. Özetle gelirler düşerken giderler yükseliyor. Peki nasıl olacak da freelancer’lar veya ajanslar ticari olarak ayakta kalmayı başarabilecek?

Herşeyden önce mutlaka güvenilir bir kaynaktan muhasebe hizmeti alınması gerekiyor. Vergi daireleri ile olan iş süreçlerini en sağlıklı şekilde yürütmek için bu şart. Tabi bu başka bir hikaye. Muhasebe süreçlerinin iyileştirilmesi bir yana temelde her işletmenin yapması gereken en önemli şeyi ajansların / freelancer’ların da yapması gerekiyor. Doğru fiyatlandırma!

Fiyatlandırmayı 1- Maliyet Odaklı 2- Değer Odaklı olmak üzere 2 yönlü yapmak şart. Bu yazıda ilk olarak Maliyet Odaklı fiyatlandırmadan bahsedeceğiz.

Butik ajansın da, freelancer olarak çalışan bir grafik tasarımcının da bilmesi gereken temel konu, bu işin maliyet temelinde “zaman” yani “adam/saat” olduğu. Dolayısıyla yapılması gereken, öncelikle çalışanların “adam/saat” maliyetinin hesaplanması. Çalışanların saatlik maliyeti sadece maaşı ile hesaplanmıyor, bu yüzden aşağıdaki adımları takip etmekte fayda var:

1-      Sabit maliyetlerini belirle: Ofis kirası, elektrik, ısınma, aidat vs gibi aylık sabit maliyetler. Ekip içinde üretime ve kesilen faturaya doğrudan katkısı olmayan çalışanların brüt maliyetleri de aylık maliyete eklenebilir.

2-      Değişken maliyetlerini belirle: Sarf malzemeleri, abonelikler, ulaşım, kargo vs aylık maliyetler.

3-      Çalışanların saatlik brüt maliyetlerini belirle: Çalışanın maaşı üzerine, yol, sigorta, yemek vs giderler eklenir. Bir çalışan resmi olarak haftada maksimum 45 saat çalışabilir. Bu da aylık ortalama 180 saate denk gelmektedir. Çalışanın brüt maliyeti 180 saate bölünerek saatlik maliyet bulunur. Örnek: 1.000 tl net maaşı olan bir çalışanın 250 tl yemek ve 200 tl yol masrafı olduğunu düşünelim. Aylık brüt maliyeti yaklaşık 1.685 tl + 250 + 200 = 2.135 tl’dir. Saatlik maliyeti de 2.135 tl / 180 = 11,86 tl olacaktır. Bu rakamı 12 tl olarak yuvarlamakta hiçbir sakınca yok J

Freelancer’lar kendi maliyetlerini hesaplamak için piyasa şartlarında çalışan olarak alabilecekleri ortalama maaş üzerinden gidebilirler.

Bu noktadan sonra sabit ve değişken maliyetler herbir çalışanın saatlik maliyetine oransal ya da rakamsal olarak eklenerek gerçek saatlik maliyet bulunmalı, şöyle ki;

1-      Kolay yol: Sabit ve değişken giderler, toplam brüt maaş giderlerinin % kaçına denk geliyorsa, saatlik maliyetler o oranda arttırılabilir.

2-      Daha az kolay yol: Sabit ve değişken giderler toplamı 180’e bölünerek saatlik “ek maliyet” çıkartılır. Bu maliyet, çalışanların saatlik maliyetlerine dağıtılır. Dağıtım işlemi çalışanın brüt maliyetinin, toplam brüt maaş giderleri içindeki oranına göre yapılr.

Örnek Tablo:

Picture1

İşin zor kısmı tamamlandı, şimdi daha kolay kısmına yani “ne kadar fatura keseceğiz” sorusuna cevap bulmaya geldik. Tekrar hatırlatmakta fayda var, bu kısımda sadece “maliyet odaklı” fiyatlandırmadan bahsediyoruz. Bu yöntem Nike’a logotype çalışması yapacak bir freelancer veya ajansın işine pek yaramayacaktır 🙂

Fiyatlandırma konusunda elimizde artık temel bir veri var, o da işleri üretecek çalışkan arılarımızın saatlik maliyeti. Bu rakam adından da belli olduğu üzere “maliyet”. Fakat amacımız 1- kar etmek, 2-kötü günler için birikim yapmak da olmalı. İşte bu noktada karar verici kişi, saatlik maliyetler üzerine hangi oranda “mark up” koyacağına doğru karar vermeli. Unutmamalı ki çalışanların her saati de faturalandırılabilir olmuyor, izni var, hastalığı var, resmi tatili var. Dolayısıyla bu karar öyle bir karar olmalı ki, ilerde sık sık fiyat değişikliği ihtiyacına yol açmasın ama karlılığı da kaybetmesin.

Artık yapılması gereken

1-eğer fiyat listesi ile çalışılıyorsa listede yer alan işler için çalışacak olan kişi ve bu kişilerin ayıracağı yaklaşık zaman tahmini üzerinden maliyet ve satış fiyatının belirlenmesi olacak.

2- Proje bazında çalışılacak işlerde ise proje ile ilgili iş kırılımı ve ekip alokasyonuna göre aynı işlemi yaparak maliyet ve satış fiyatı belirlenebilir.

Proje, iş veya fee bazlı çalışmaların tamamı için eğer saatlik maliyetlerinizi belirlediyseniz karlılık için geriye kalan tek şey iş süreçlerinde ne kadar zaman harcadığınızı takip etmek ve süreçlerinizi buna göre yönetmeniz olacak.

Reklam

Ajanslar ve Freelancer’lar için Karlılığın Temeli

Bir reklam ajansı veya freelancer için işler iyi gitmiyorsa ya yeterince satış yapılamıyordur ya da iş süreçleri karlı değildir. Karlılık her projenin odak noktasıdır. Her ne kadar bir proje “mükemmel” görünse de bir ajans veya freelancer için işi kabul etmek veya reddetmek noktasında (ilerde paylaşacağımız bazı istisnalar dışında) projenin karlılığı en belirleyici faktör olmalıdır.

Ajans ve grafik tasarım işlerinde en zor 3 şey bir projede üretilecek hizmetler için 1- fiyatı belirlemek, 2- müşteri bütçesini ön görmek ve 3- bütçeyi en verimli şekilde yönetmektir. Gelecek “post”larda karlılık için gerekli olan bu 3 temel öğeyle ilgili ipuçlarını detaylıca paylaşacağız.

“Başkası” için ve “başkasının belirlediği kurallarla” çalışmaktan sıkılan ajans çalışanlarının freelancer’lık hayali ne kadar keyifli olsa da, hayal kırıklığı yaşamamak için iş kurarken iki kere düşünmelerinde fayda var. Ne kadar iyi bir metin yazarı, grafik tasarımcı, art direktör veya müşteri temsilcisi olursanız olun, işin sahibi siz olacaksanız Janis Joplin gözlüklerinizi bir kenara bırakmanız ve bazı muhasebe ve iş kavramlarına aşina olmaya mutlaka alışmanız gerekecek.

Reklam ve Pazarlama Sektörü Çalışanları Gelir Araştırması

Bigumigu reklam ve pazarlama sektörü çalışanlarının gelirleri konusunda yaptığı araştırmanın sonuçlarını Ocak ve Temmuz 2013’te paylaştı. Bu sonuçların, birçok bilginin ne yazık ki şeffaf olmadığı reklamcılık sektörü için çok çok önemli ve belirleyici olduğunu düşünüyoruz. Örneğin ABD’de bu gibi kriterler bazı kuruluş veya yayın organları tarafından ( http://www.aiga.org , http://www.aaf.org , http://www.marketingpower.com ) araştırılıyor ve paylaşılıyor. Bigumigu‘nun çalışması için teşekkür ediyoruz, bu çalışma umarız öncü niteliğinde olur ve devamı gelir.

Araştırma sonuçlarını doğrudan paylaşıyoruz:

…Sosyal medyada büyük ilgi gören anketimizi sadece 4 gün yayında tutmamıza rağmen bin ikiyüzden fazla kişi gelip maaş bilgilerini ilettiler. Bu anketi, en azından çalışanlar ve işverenler pozisyonlar için ortalamaları görebilsinler diye yaptık. Öte yandan gelen veriyi sadece bir tabloyla açıklamak doğru olmayacaktı, biz de bir İK profesyonelinden, -aynı zamanda ablam olan-Ümit Oktamış‘tan yardım istedik. Ümit 15 yıldan fazla İK tecrübesiyle anket sonuçlarını yorumlamamızda bize yardımcı oldu…

Bigumigu Türkiye Reklam ve Pazarlama Sektörü Çalışanları
Gelir Araştırması 2012 -1. Bölüm:
“Geleneksel Reklam Ajansları”

Müşteri ilişkileri, yaratıcı grup ve stratejik planlama olarak üç ana fonksiyonda değerlendirebileceğimiz geleneksel reklam ajanslarında tahmin edilebileceği gibi en yüksek ortalama maaşları yaratıcı grupta çalışan kişiler kazanıyor. Anketimize en çok katılım da %39 gibi önemli bir oranda geleneksel reklam ajansı çalışanları tarafından gerçekleştirildi.

Müşteri temsilcisi ortalama maaşları

1 yıldan az 1-3 yıl 3-5 yıl 5+ yıl
1.500 TL 2.000 TL 2.500 TL 3.600 TL

Anketimize katılan müşteri temsilcileri farklı tecrübelere sahipler. Müşteri süpervizörleri ise genellikle 3+ yıl tecrübeliler ve bu tecrübedeki süpervizörler ortalama 3.500 TL kazanıyorlar. Aynı şekilde müşteri direktörlerinin de ağırlıklı olarak 5+ yıl tecrübeye sahip ve 5+ yıl tecrübeli direktörlerin ortalama maaşı da 4.500 TL.

Stratejik planlama bölümünden anketimize katılan planlama uzmanları ağırlıklı olarak 1-3 yıl tecrübeye sahipler ve ortalama 2.250 TL kazanıyorlar. Stratejik planlama direktörlerinde ise tecrübe ağırlığı 5+ yılda, bu tecrübedeki direktörlerin maaş ortalaması 11.000 TL ile neredeyse yaratıcı yönetmenlere yakın bir çizgide seyrediyor.

Yaratıcı grupta en yüksek maaş ortalaması 5+ yıl tecrübeye sahip yaratıcı yönetmen pozisyonunda: 11.500 TL. Onu yine 5+ tecrübeye sahip yaratıcı grup lideri ortalama 8.650 TL ile takip ediyor. Reklam metin yazarlarının maaş ortalamaları, sırasıyla 1 yıldan az tecrübeliler için 1.200 TL,1-3 yıl tecrübeliler için 2.000 TL, 3-5 yıl tecrübeliler için 3.250 TL ve 5 yıldan çok tecrübeliler için 4.000 TL olarak hesaplandı. Reklam sanat yönetmenleri benzer bir artış takip etse de çok az farkla metin yazarlarından yüksek bir ortalamaya sahip: 1-3 yıl tecrübeliler 2.250, 3-5 yıl tecrübeliler 3.300 TL ve 5+ yıl tecrübeliler 4.200 TL ortalama maaş alıyorlar.

Yaratıcı grubun bir diğer emekçileri grafik tasarımcılar ise 1 yıldan az tecrübeliler 1.150 TL, 1-3 yıl 1.300 TL, 3-5 yıl 2.000 TL ve 5+ yıl tecrübeye sahip olanlar ortalama 2.600 TL maaşlar alıyorlar.

Ümit’in çıkardığı yorumlar ise şöyle:

Geleneksel reklam ajanslarında çalışan grafikerlerin 1 yıldan az deneyime sahip olanlarının 1.000-1.700 TL aralığında, 1-3 yıl deneyime sahip olanlarının 1.000-2.500 TL aralığında, 3-5 yıl deneyime sahip olanların, 1.500-2.500 TL aralığında maaş aldığını gözlemlemekteyiz. Şaşırtıcı olan veri ise, grafik tasarımcı rolü için 5+ yıl deneyimde neredeyse hiçbir tutarlı maaş aralığı gözlemleyemiyor olmamız. 5+ yıl deneyimli profesyoneller 1.500 TL ile 4.000 TL net aylık arasında değişken maaşlar alabilmekteler. Ancak burada yine 4.000 TL aylık net tavanını görmekteyiz ve 4.000 TL’nin üzerinde maaş alan raporlanmaya değer sayıda profesyonele rastlamamaktayız.

Geleneksel reklam ajanslarında çalışan ve 5+ yıl deneyimli müşteri direktörlerinin tutarlı bir şekilde 4.000-6.000 TL arası aylık net maaşlar aldıklarını gözlemliyoruz. Bu rolde müşteri temsilcisi unvanı ile çalışan profesyonellerin ise daha çok 1-5 yıl deneyim aralığında olup, deneyim süreleri ile doğru orantılı olarak 1.500-4.000 TL aralığında maaşlar aldıklarını görmekteyiz. Müşteri süpervizörü rolüne baktığımızda ise, çoğunluğun 3-5 ila 5+ yıl deneyimli olduğunu ve 3-5 yıl deneyimli profesyonellerin 2.500-4.000 TL net aralığında, 5+ yıl deneyimlilerin ise 3.000-5.500 TL seviyesinde maaşlar aldıklarını görüyoruz. Veriler müşteri direktörü pozisyonu ile müşteri süpervizörü arasında çok dramatik farklar olmadığını ve ünvan farklılıklarının kurumların organizasyonel yapılarından kaynaklabileceğini göstermekte. Başka bir deyişle, bir ajansta müşteri süpervizörü ünvanı ile çalışan bir profesyonelin, diğer bir ajansta direktör ünvanı ile çalışabileceğini ve aynı maaşları alabileceğini görmekteyiz.

Bigumigu Türkiye Reklam ve Pazarlama Sektörü Çalışanları
Gelir Araştırması 2012 -2. Bölüm:
“Dijital Ajanslar”

Dijitale yönelik sektörün genel olarak değerlendirmesini yaparsak, çalışanların aylık maaş ortalamalarının 2385 ile 3130 TL arasında değiştiğini söyleyebiliriz.

Tecrübe anlamında baktığımızda ise, maaş dağılımı ile aralarında genel olarak doğru orantılı bir ilişki olduğunu görüyoruz. 1 yıldan az süredir çalışan biri ortalama olarak 1295 TL, 1-3 yıldır çalışan 2255 TL, 3-5 yıllık tecrübesi olan çalışan 3565 TL ve 5+ yıllık tecrübesi olan biri de 4935 TL kazanıyor.

Maaş dağılımı pozisyonlara göre de farklılık gösterebiliyor. Dijital alanına özgü pozisyonlarla müşteri ilişkileri ve yaratıcı grup gibi sektörün yapı taşı niteliğinde olan pozisyonlara bir arada bakmak gerekirse;

Anketimize katılan müşteri temsilcilerinin maaşlarının aylık ortalaması 2090 TL; daha detaylı incelediğimizde ise 1 yıldan az tecrübeye sahiplerin 1050 TL, 1-3 yıldır çalışanların ise 2085 TL kazandığını görüyoruz. Bu dağılım deneyimin artmasıyla birlikte artış göstermeye devam ediyor.

Yaratıcı grup adı altında reklam metin yazarı, reklam sanat yönetmeni, yaratıcı grup liderli ile yaratıcı yönetmenlerinin aylık kazançlarını saptadık.

1 yıldan az 1-3 yıl 3-5 yıl 5+ yıl
Reklam Metin Yazarı 1150 TL 2170 TL 2465 TL 3780 TL
Reklam Sanat Yönetmeni 1330 TL 2765 TL 3380 TL 4445 TL

Tabloda bulunan pozisyonların genel anlamda kazançlarının aylık ortalamalarına baktığımızda ise reklam metin yazarı kazancının 2190 TL, reklam sanat yönetmeninin de 3385 TL olduğunu tespit ettik.Yaratıcı yönetmenlerin ortalama aylık kazancı ise 6420 TL ile şu ana kadar belirttiğimiz pozisyonlardan çok daha yüksek durumda. Yaratıcı grup liderleri için analiz yaptığımızda da genel ortalamanın 3955 TL olduğunu buluyoruz.

Dijital deyince akla ilk gelen pozisyonlardan biri olan sosyal medya uzmanlığını seçmiş birinin aylık kazancını 1640 TL olarak hesapladık. Bu pozisyon adına daha da ilgi çekici bir sonuç vermek gerekirse; dijital reklam ajanslarında çalışan uzmanların aylık maaş ortalaması 1885 TL iken, sosyal medya ajanslarında çalışanlar için bu ortalamanın 1360 TL olduğunu hesapladık. Bir başka pozisyon olan sosyal medya direktörlüğü için de genel ortalamanın 2915 TL olduğunu saptadık. Dijital reklam ajanslarında çalışan sosyal medya direktörleri söz konusu olduğunda ise bu ortalama 3240 TL’ye yükseliyor. Dijital strateji uzmanlarının da aylık olarak 2825 TL kazandığını, dijital proje yöneticilerinin kazanımının da 2600 TL olduğunu bulduk.

Dijital reklam ajansları ile geleneksel reklam ajanslarının arasında nasıl bir maaş farklılığı vardır, diye sorduğumuzda da geleneksel ajanslarda ortalama kazancın 3290 TL, dijital reklam ajanslarında ise bunun 3010 TL olduğunu gözlemledik.

Zamanı Kullanmak-Kim Hangi İşi Yapacak?

Kobi reklam ajanslarının bir çoğu önce çizgi altı olarak tanımlanan işleri üreterek çalışmaya başlar. Broşürler, kataloglar, poster-afişler ve benzeri basılı materyaller… Bu işlerin 2 boyutu vardır, tasarım ve uygulama/uyarlama. İşin tasarım kısmı daha çok grafik tasarımcı veya sanat yönetmenleri tarafından yapılırken, tasarlanan işin uygulanması ve iş onaylandıysa orijinal çalışması uygulamacı grafikerler veya mac operatörleri tarafından yapılır.

En azından işlerin böyle yapılması öngörülür. Ancak kazın ayağı öyle değildir. Kısıtlı olan ajans bütçesi kısıtlı insan istihdamı demektir. Çoğunlukla ajans ilk kurulduğunda ekibe kurucu olarak dahil olan bir tasarımcı bulunur. Tasarımcı ajansın bütün yükünü sırtlar, iş ayırt etmeksizin her şeyi yapmaya çalışır. Ancak bu noktada masrafa girip uygulamacı grafikeri bünyeye dahil edemeyen ajans bir şeyi gözden kaçırır. Bir kişi ile sınırlı olan üretim hızı ve miktarı, esas becerisi uygulama olmayan bir kişi ile işleri kotarmaya çalışınca iyice yerlere serilir. Ayrıca hepimiz biliyoruz ki “tasarımcı” olarak çalışanların saatlik maliyetleri “uygulamacı” olarak çalışanlara göre çok daha yüksektir. Özetle ajans mevcut imkanlarının kısıtlı olması ve bu sebeple ekibi genişletememesi yüzünden işi pahalıya maleder, işi daha çok zaman harcayarak üretir, ekip motivasyonu düşer. Yani kar edeyim derken üç kere zarar eder. Tüm bunlara ek olarak potansiyel müşteriler için çalıştırması gereken tasarımcısının zamanını yanlış işlerle doldurduğu için “new business” tarafında da gol yer.

Bu durum devam ettiği müddetçe ajans sarmalın içinde boğulmaya, ekibe yüklenmeye başlar. İş yükü sebebiyle, moraller bozulur, sinirler gerilir, tasarımcı aslında yapması gerekeni yapamadığından şikayet ederken, ajans yöneticisi de işlerin doğru gitmemesinden yakınır.

Bu durumun tam tersi bünyesine tasarımcı dahil edemeyen ajanslarda da olur. Tasarruflu olsun diye uygulamacı grafikerlere veya mac operatörlerine tasarım yaptırmaya çalışınca işlerin birçoğu satılamaz. Ajans yine aynı sinir, moral bozukluğu ve maddi zarar kaybına girer. Üstelik bu kez ajansın potansiyel müşteriler nezdinde reputasyonu da zarar görür, gelecek muhtemel işler daha şimdiden kaybedilir.

Yukarıda bahsi geçen durumlar ayrıca sektörün “turnover”ı yüksek bir sektör olarak tanımlanmasında da önemli bir etkendir.

Reklam ajansları takım oyununun en iyi biçimde sergilenmesi gereken, herkesin kendine özel iş tanımlarının olduğu işletmelerdir. Nasıl futbol takımları sadece defans veya sadece forvet oyuncularından kurulamıyorsa, ajanslar da sırf maliyet yüzünden belirli profildeki çalışanlardan kurulu olamaz. Eğer öyleyse de maç kazanmaları için gerçekten şansa ihtiyaçları vardır.

Peki ne yapılmalı? Herşeyden önce reklamcılığın ve reklam ajansının doğasını ve süreçlerini iyi kavramak, bu doğrultuda iyi bir iş planı hazırlamak gerekir. Reklam ajansı hangi alanda faaliyet göstereceğini, ağırlıklı olarak ne tür işler üreteceğini açık ve net tanımlamalıdır…

İyi Bir Yönetici Olmak İçin

İster reklam ajansı yönetin, ister süpermarket. İş sahibi olup, işini geliştirmek isteyenler için bazı kurallar öylesine klasik  ki, neredeyse her işletme sahibi için değişmez nitelikte. Bu kuralların birçoğuna bugün pıtrak gibi türeyen iş ve yönetim kitaplarında rastlayabiliyoruz ama Dale Carniege bu işin en eskilerinden. Yazdığı “Dost Kazanma ve İnsanları Etkileme Sanatı“nın ilk basım tarihi 1937. Kitabın basım tarihi dünden bugüne aslında insan doğasında çok şeyin değişmediğinin de bir kanıtı sanki. İşte AjansMetre gözünden bir iş sahibi veya yönetici  için önemli olabilecek başlıklar;

İnsan ilişkilerinde temel yöntemler

  1. Eleştirmeyin, kınamayın, şikayet etmeyin.  (Bal toplamak için kovana çomak sokma) Eleştiri sonucunda karşınızdaki savunmaya geçer. Anlamsızdır. Ortaya çıkan gücenme duygusu moral bozar ve eleştirilen durumun düzelmesini sağlamaz.
  2. Dürüst ve içten övgüyü esirgemeyin.İnsanlarda çalışma isteği yaratmak için takdir etmek eleştiriden daha etkilidir, çünkü herkes takdir edilmek ister. İnsanları inciterek değiştiremezsiniz. İçten yapılan takdirdir, yapmacık olan yağcılıktır.
  3. Karşınızdakinde istek uyandırın.  (Destek almanın yolu)Karşımdaki ne istiyor, benim isteğim ile onunki nasıl kesişebilir?

İnsanların hoşlanmasını sağlamanın yolu

  1. Başkalarıyla içtenlikle ilgilenin. (iyi karşılanmanın yolu)
  2. Gülümseyin. (iyi bir ilk etki)
  3. İnsanların sizinle iyi vakit geçirmesini istiyorsanız siz de onlarla iyi vakit geçirmelisiniz.Sizi mutlu ya da mutsuz eden şey neye sahip olduğunuz, kim olduğunuz değil, bunlar hakkında sizin ne düşündüğünüzdür.
  4. İsim ile hitap etmeyi başarın.
  5. İyi bir dinleyici olun. İnsanlara kendilerinden söz etme fırsatı verin. (iyi bir konuşmacı olmak için)
  6. Karşınızdakinin ilgileneceği konulardan söz edin. (insanların ilgisini çekmek için)
  7. Karşınızdakinin önemli biri olduğunu hissettirin ve bunu içtenlikle yapın. (insanların sizden hoşlanması için)

İnsanların sizinle fikir birliğine varmasının yolu

  1. Bir tartışmadan en iyi sonucu almanın tek yolu tartışmadan kaçınmaktır. İnsan düşüncelerinin yanlışlığı kanıtlansa da aynı düşüncede olmaya devam eder. Yani zorla ve zaferle birşeyleri kabul ettirmek imkansızdır.
  2. Anlaşmazlıkları makul karşılayın.
  3. İçgüdüsel tepkinize güvenmeyin. (Tartışma başladığında insan hemen savunmaya geçer, bunun yerine serinkanlı kalmayı başarmak gerek.)
  4. Kendinize hakim olun.
  5. Önce dinleyin.
  6. Önce bir anlaşma noktası bulmaya çalışın.
  7. Dürüst olun.
  8. Rakibinize bu vakti ayırdığı için teşekkür edin.
  9. Problem üzerinde düşünecek zamanı yaratmak için eylemi erteleyin.
  10. Tartışma yaşayacaksanız ne kazanıp ne kaybedeceğinizi iyi tartın.
  11. Başkaların görüşüne saygı duyun ve asla “yanılıyorsun” demeyin. (Düşman kazanmamak için)İnandığımız düşüncelerimizi sürdürmek isteriz, karşı çıkıldığında onlara daha çok sarılırız.
  12. Eğer hatalıysanız bunu hasıraltı etmek veya toparlamak yerine dürüstçe kabul edin.
  13. Öfke yerine dostça yaklaşın.  Isıtan ve gülen güneş bir adamın paltosunu esen gürleyen bir rüzgardan daha kolay çıkarttırır.
  14. Karşınızdaki kişiye soracağınız sorularla evet dedirterek fikrinizi ortaya koyun. Hayır dedirterek başarılı olamazsınız.
  15. Bırakın karşınızdaki kişi daha çok konuşsun. (Şikayetlere karşı güvenlik sübabı.)
  16. Bırakın karşınızdaki fikirlerin kendisinden çıktığını sansın.
  17. Olayları karşınızdakinin bakış açısından görmeye çalışın.  Karşınızdakilerin  fiki r  ve arzularına anlayış gösterin.
  18. Kişilerin hassas oldukların konulara yönelin. Şikayet veya görüşlerini anlamaya çalışın.
  19. Anlatmak istediğinizi dramatize edin, tiyatrosunu oynayın.
  20. Meydan okuyun, “korktuğun için seni suçlamıyorum, o işi daha güçlü birine vermem lazım.”

Liderlik için

  1. Hata bulmanız veya hatayı söylemeniz gerekiyorsa önce övün. Traştan önce köpük sürün.
  2. İnsanlara hatalarını dolaylı yoldan gösterin
  3. Önce kendi hatanızı söyleyin.
  4. Kimse emir almaktan hoşanmaz, aynı çıkar için o işin yapılması gerektiğini anlatın. Sorular sorarak o kişinin de işin içine katılmasını sağlayın.
  5. Kimsenin hatasını yüzüne vurmayın.
  6. En küçük gelişmeleri bile övün.
  7. Karşınızdaki kişiye korumak isteyeceği bir özellik yakıştırın.
  8. İnsanları yüreklendirerek yaptıkları hataları kolayca düzeltebileceklerine inanmalarını sağlayın.
  9. İnsanların isteklerinizi severek yerine getirmelerini sağlayın.

Ajansı Kurmak Yeter mi?

İşinde çok başarılı müşteri temsilcileri, sayısız etkileyici işe imza atmış sanat yönetmenleri veya kimsenin aklına gelmeyenleri inanılmaz reklam fikirlerine dönüştüren metin yazarları. Reklam sektöründe çalışan neredeyse hemen herkesin gönlünde bir gün “kendi ajansının sahibi olmak” hayali vardır. (Bu isimle –Kendi Ajansı– faaliyet gösteren bir ajans bile var !)

Ülkemizde yaşanan çok standart bir süreçtir, “hadi abi, bu kadar çalışıyoruz, başkası için çalışacağımıza kendimize çalışırız en azından” muhabbeti ile başlayan reklam ajansı kurma macerası…

Reklamcılık sektörüne neredeyse her gün bu hevesle kurulan birçok yeni ajans ya da ajans türevi işletme dahil oluyor, bir çoğu çok geçmeden çeşitli sebeplerle eriyip gidiyor. Büyük ümitlerle ve heveslerle kurulan bu kobi’lerin hayat döngüsüne bakıldığında genelde birçok benzerlik görünüyor. Aynı evreler, aynı sorunlar veya şikayetler, aynı hatalar ve aynı sonuçlar…

Reklam dünyasının cazibesi, “yaratıcılık” ve tasarım tutkusu ve daha birçok ışıltılı sektörel özelliğin yanında bu işte de yöneticinin mantıklı, rasyonel bir iş insanı olması şart. Bu işin de çok basit bazı matematik kuralları ve mantığı var. Amacımız bu bilgileri iş insanları ile paylaşmak, bilgi ve tecrübe havuzunu geliştirmek.

Bilgilerimizi paylaşmak isteyenlere hoş geldin, kendi tecrübelerini yaşayıp öğrenmek isteyenlere iyi şanslar diyoruz!

Klasik Ajans Öyküsü

Ajans Klişeleri

 Ajansta mesai hiçbir zaman saat 9:00’da başlamaz, insanların gelmesi ve aktif olarak çalışmaya başlaması 10:00’u bulur.

 Ajansta mesai çoğu zaman 19:00’da bitmez. İşlerin sıkışıklığından 8’leri, 9’ları bulur çıkmak.

 Çalışanlar geç çıktıkları için, ajans sahibi çalışanların güne geç başlamaları sebebiyle gerilirler.

 Gece kalma alışkanlığı sebebiyle çalışanlar gün içinde işleri ile ilgili yeterli konsantrasyonu gösteremezler.

İşler uzar, sarmal devam eder.

Ajansta geçirilen zaman uzar ama yapılan işin süresi değişmez. (Verim düşer)

Akşam mesaileri ekstra gider kalemleri yaratır. (Yol, yemek, ofis)

İş yoğunluğu öngörülemediği için iş birkaç çalışanın omzuna yığılır.

Sıralı işlerde diğer çalışanlar, işin kendilerine gelmesini beklerken boşa zaman geçirirler.

Boşta olan çalışan art direktör olabilir, boşta olduğu için kendisine bir uygulama işi verilir. İşin maliyeti artar. Bu sırada gelen bir tasarım işine zaman ayrılamaz.

Planlama ve işleyiş mükemmel olsa bile ajans ekstra harcadığı zamanların maliyet ve karlılığını hesaplayamadığı için karı çalışanları ile paylaşamaz.

Çalışanlar çok çalışıp az kazandıklarını, ajans sahibi az çalışılıp az kazanıldığını düşünür durur.

Girişimci – İşveren – Çalışan

Girişimcilerin çoğu aslında gerçek girişimci olmayıp, bir an için “girişimcilik hevesine” kapılarak iş kurmuş teknisyenlerdir. İşletmede yapılan teknik çalışmadan anlamak bu teknik çalışmayı yapacak bir iş kurmaktan anlamakla aynı şey değildir. İşin üzerinde olmakla işin içinde olmak arasındaki nüans başarıyla doğru orantılıdır.

İş sahipleri çalışanların işi kendileri gibi sahiplenmelerini isterler. Böyle olmadığını görmek hayal kırıklığına dayalı bir öfke birikimine neden olur. Kritik soru şudur: İş sahibini rutin işlerden kurtararak, yapmak istediklerini yapabilme özgürlüğü sağlayacak şekilde, işletmede yapılan işler ideal standartlarda nasıl yapılabilir? Cevap kısa ve net: Sistemler ile… Evet, çalışanların başarılı olması sistemlerin başarılı olması ile doğrudan ilişkilidir. İşi sistemler yapar, insanlar sistemleri işletir. Sistemlerin sağlıklı işlemesi ise doğru bir delegasyon ve iyi yapılandırılmış iletişim stratejisi ile mümkündür.

Özgür Kaşifler‘den…